Türkiye’nin önemli sanayi kuruluşlarından biri olan Pakpen, İstanbul Sanayi Odası verilerine göre en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında yer alıyordu. Şirket, Konya Organize Sanayi Bölgesi’nde 300 bin metrekarelik devasa entegre tesislere sahipti. Bu tesislerde kapı, pencere, boru, bahçe ve PVC gibi bir bina için gerekli olan çeşitli malzemeleri üretebiliyordu. Yıllık 250 bin ton plastik, 650 bin metreküp yalıtım malzemesi ve günlük 1000 adet kompozit oda kapısı üretimi ile sektörde önemli bir konuma sahipti.
Ancak, Pakpen ekonomik krizden etkilenerek iflas etti. 35 yıllık sanayi devi, tüm uğraşlarına rağmen ayakta kalamadı. Şirketin kurucusu merhum Mehmet Tuza, şirketin kapanmaması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mektup yazmıştı. Tuza’nın, “Burası üretime devam etsin. Ben ceketimi alıp çıkarım” şeklindeki sözleri ise dikkat çekiciydi.
Pakpen, ihracat faaliyetleri ile de adını duyurmuştu. Avrupa, Türk Cumhuriyetler, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere yaklaşık 50 ülkeye ihracat yapmaktaydı. Ancak, şirketin iflası nedeniyle Konya Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikası ve idari binası, Konyalı firma Bagen’e satıldı. Bu süreçte, Pakpen’de çalışan 1800 kişinin haklarının alamadığı belirtildi.
Pakpen’in iflası, Türk sanayi sektöründe büyük bir yankı uyandırdı. Özellikle sektördeki diğer firmalar için bir uyarı niteliği taşıdı. Pakpen’in mali sıkıntı yaşaması, ülke genelindeki ekonomik koşulların zorluğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Türkiye’nin sanayi sektöründeki önemli oyuncularından biri olan Pakpen, iflas ederek sektördeki yerini kaybetti. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazılan mektup ve şirketin ihracat faaliyetleri, Pakpen’in Türk sanayiindeki önemini göstermişti. Ancak, ekonomik kriz ve mali sıkıntılar nedeniyle şirket iflas etti ve çalışanlar haklarından mahrum kaldı. Bu durum, Türk sanayi sektöründe dikkatle takip edilmekte ve sektördeki diğer firmalar için bir uyarı niteliği taşımaktadır.
