Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Batı Nil ateşi salgınına dikkat çekerek, Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı olarak önemli açıklamalarda bulundu. Batı Nil virüsünün ülkemizde 2010 ve 2019 yıllarında salgın yaptığını belirten Yavuz, özellikle Marmara bölgesinde baraj gölleri ve durgun suların bulunduğu yerlerde yeniden ortaya çıktığını söyledi. Hastalığın Culex türü sivrisinekler aracılığıyla bulaştığını ve özellikle yaşlı nüfusu etkilediğini vurguladı. Hastalığın genellikle semptomsuz seyrettiğini ancak yaşlılar ve bağışıklığı baskılanmış kişilerde ağır ve ölümcül olabileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Yavuz, hastalığın genellikle yaz aylarında ortaya çıktığını ve ateş, kırıklık, halsizlik gibi belirtilerle kendini gösterdiğini söyledi. Yaşlılarda ölüm riskinin yüzde 10’u aşabileceğini belirten Yavuz, virüsün genelde semptomsuz seyrettiğini ve hastaların büyük çoğunluğunun belirti göstermeden hastalığı atlattığını söyledi. Ancak hastalığın belirli bir grubunda merkezi sinir sistemi etkilendiğinde ciddi sorunlar olabileceğini ve ağır vakalarda ölüme kadar gidebileceğini belirtti. Ayrıca, hastalığın özellikle Marmara bölgesinde yoğunlaştığını ve genelde baraj gölleri ve durgun su kaynakları bulunan bölgelerde daha sık görüldüğünü belirtti.
Prof. Dr. Yavuz, hastalığın genellikle yaz aylarında ortaya çıktığını ve havaların sıcaklığına bağlı olarak Eylül-Ekim gibi sonlanabileceğini ifade etti. Hastalığın tedavisinde özel bir aşı veya tedavi yönteminin olmadığını belirten Yavuz, destek tedavilerle hastaların iyileştirilmeye çalışıldığını söyledi. Hastalığın tespitinde PCR testleri kullanılabileceğini veya vücudun antikorlarına bakılabileceğini belirtti.
Prof. Dr. Yavuz, hastalıkla mücadelede tüm paydaşların işbirliği içinde olması gerektiğini vurguladı. Bakanlık ve belediyelerin sivrisinekle mücadelede çalışmalar yürüttüğünü ve İstanbul gibi çeşitli bölgelerde koordineli bir şekilde hareket edildiğini belirtti. Ayrıca özellikle kullanılmayan evlerde, çiftliklerde ve su birikintisi oluşturabilecek her türlü alanın sivrisineklerin üremesi için uygun ortamlar oluşturabileceğine dikkat çekti.