Ünlü oyuncu Pınar Altuğ, katıldığı bir etkinlikte basın mensuplarıyla bir araya gelerek düşüncelerini paylaştı. Altuğ, gerçek kürk konusunda net bir tavır sergileyerek, “Gerçek kürke karşıyım. Tüylü şeyleri severim. Bu sene mutluyum, bunlar moda oldu. Hiç gerçek kürk giymedim” ifadelerini kullandı. Modanın değişimini ve kendi kişisel tercihlerini dile getiren Altuğ, bu alanda kendi standartlarını koruduğunu belirtti.
Oyuncunun televizyon dizileriyle ilgili düşünceleri ise pek iç açıcı değildi. Zaman zaman sunulan projelerin kendisini mutlu etmediğini ifade eden Altuğ, “Zaman zaman bazı şeyler geliyor ama içinde olmaktan mutlu olacağım şey gelmedi. Bende özledim” açıklamasında bulundu. Bu şekilde kariyerinin yönünden duyduğu melankoliyi dile getirdi.
Görüşlerine devam eden Altuğ, “Ters köşe bir rol olur mu?” sorusuna, “Olabilir tabii… Bu tipi müsade edeceği ters köşe olur. Kötü kadın olabilir. Köylü kadını çıkmaz benden” yanıtını verdi. Burada, oyuncunun kendisini hangi roller içinde görmek istediğini vurgularken, ters köşe yapabileceği potansiyelin bulunduğunu ifade etti.
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı’nın, “Lale devri bitti” sözlerine tepki veren Altuğ, “İşin içini bilemem. Hayatım boyunca çalışmadan para kazanmadım. Çalışmadan para verilmez. Her mesleği yapan emek harcıyor. Böyle bir şey varsa yanlış yaklaşım değil” diyerek, çalışmanın önemine vurgu yaptı. Oyuncunun bu açıklaması, sanat dünyasında emek üzerine daha fazla düşünmeyi teşvik eder nitelikteydi.
Ücret farklılıkları ile ilgili düşüncelerini de paylaşan Pınar Altuğ, “Biz mankenlik yaparken kadın modeller erkeklerden fazla alıyordu. Zaman zaman bu dengesizlikler olabiliyor. Biz Tamer ile birbirimizi çok kollardık. Birol (Güven) doğru davranan adamdır. Birazcık ekibinin de birbirini kollaması gerekiyor. Biri istiyor diğeri veriyorsa bize lal düşer mi? Alan-veren memnun orada… Ben birinin oyunculuğunu beğenirim, başkası beğenmez. Göreceli bir şeydir bu” şeklinde değerlendirdi. Bu, sektördeki dinamiklerin ne kadar karmaşık olduğunu gösteriyor.
Ünlü çocukların medyada nasıl yer bulduğuna dair soruya da yanıt veren Altuğ, “Bizim çocuğumuz olduğu için göz önündeler. Attığı her adım takip ediliyor. Bence dezavantaj… Elbette ki avantajları oluyor, haksızlık etmeyelim” dedi. Bu durumun çocuklar üzerinde yarattığı baskıyı ve yükleri açıkça belirtti. Ünlüler dünyasında yaşamanın getirdiği sorumlulukların altını çizmiş oldu.
Pınar Altuğ’un kızı Su’nun ünlü bir anneye sahip olmasının getirdiği sosyal dinamikler üzerine de açıklamalarda bulundu. Altuğ, “Küçükken Su ile parka ya da yemeğe gidiyorduk etrafımıza başka çocuk geliyordu. Bir çocuk için annesini paylaşmak zor. ‘Niye ki’ diyordu. Küçükken tepki gösteriyordu” diyerek, küçük yaşta çocukların duyduğu kıskanma ve sahiplenme duygusunu gündeme getirdi.
Oyuncunun açıklamaları, zamanında oyunculuk ve yaşam üzerine düşünmeleri açısından derin bir bakış açısı sunarken, aynı zamanda sektördeki değişim ve gelişmelere dair içten bir değerlendirme sundu. Pınar Altuğ, hem profesyonel kariyeri hem de annelik rolü hakkında düşüncelerini samimiyetle paylaştı.