Amerika Birleşik Devletleri’nin önde gelen bankacılık kurumu JPMorgan’ın CEO’su Jamie Dimon, yapay zeka (YZ) teknolojilerinin işgücü üzerinde yaratabileceği etkileri mercek altına aldı. Dimon, bu yeni teknolojilerin yalnızca iş kayıplarına neden olmayıp, aynı zamanda iş dünyasında sağladığı katma değer üzerinden de değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle, YZ’nin iş süreçlerini otomatik hale getirecek olması, çalışanların haftalık çalışma sürelerinin önemli ölçüde azalmasına yol açabileceğinin altını çizdi.
Dimon, Bloomberg ile gerçekleştirdiği bir röportajda gelecekte çalışanların haftada yalnızca 3,5 gün çalışma olasılığının bulunduğunu ileri sürdü. Ayrıca, insanların yaşam sürelerinin de uzayacağını belirterek, insanların 100 yaşına kadar yaşayabileceğini öngördü. Bu açıklamalar, YZ’nin toplum üzerinde nasıl geniş bir etki yaratabileceği konusunda önemli ipuçları sunuyor.
Bunun yanı sıra, ipak, Dimon teknolojinin geçmişte de her zaman insanların işlerini tehdit ettiğini kabul etmekle birlikte, teknolojik gelişmelerin aynı zamanda yaşam standartlarını yükselttiğini dile getirdi. Yani, yapay zeka gibi yenilikçi teknolojilerin iş gücüne etkileri çok katmanlı bir meselenin parçası olarak ele alınmalı. İş gücünde otomasyonun daha az iş gücü gerektirmesi, verimliliği artırma potansiyeli sunarken, aynı zamanda insan hayatını da kolaylaştıracak yollar açabilir.
Diğer yandan, Goldman Sachs tarafından yayınlanan bir raporda, yapay zeka teknolojisinin iş piyasasında büyük değişikliklere yol açabileceği ve dünya çapında 300 milyon işin kaybedilebileceği öngörüsünde bulunulmuştu. Bu çalışmada, Amerikan iş gücünün yaklaşık dörtte birinin YZ ve otomasyon nedeniyle risk altında olduğu ifade edildi. Bu durum, işgücü piyasasının gelecekte nasıl şekilleneceğine dair endişeleri artırıyor.
Goldman Sachs’ın raporunda, özellikle düşük eğitim seviyesine sahip işlerin riskinin daha yüksek olduğu vurgulanırken, daha yüksek eğitim gerektiren mesleklerin ise yapay zeka ile birlikte yeni iş fırsatları yaratabileceği ifade edildi. Yani, yapay zeka sadece mevcut işleri tehdit etmekle kalmayıp, aynı zamanda yeni iş alanlarının da ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bu da eğitim ve beceri geliştirme konularının daha fazla önem kazanmasını gerektiriyor.
Sonuç olarak, yapay zeka teknolojileri, iş dünyasında hem fırsatlar hem de tehditler yaratıyor. Jamie Dimon’un açıklamaları ve Goldman Sachs’ın raporu bir araya getirildiğinde, iş gücünün geleceği, eğitim politikaları ve sosyal güvenlik sistemleri üzerinde de geniş etkilere sahip olacak gibi görünüyor. İşverenler ve çalışanlar, bu değişime nasıl adapte olacakları ve yeni yetenekler geliştirme yollarını bulma konusunda proaktif olmalıdır.
