Son günlerde uluslararası piyasalarda ve ekonomi gündeminde en çok konuşulan konulardan biri, Amerikan Merkez Bankası (FED) tarafından yapılan faiz indirimi kararı oldu. 2023 yılının Ekim ayındaki kritik toplantısında FED, faiz oranlarını 25 baz puan indirerek 4,75 seviyesine çekti. Bu durum, seçimlerin ardından alınan önemli bir karar olarak değerlendirildi.
FED, FAİZİ 25 BAZ PUAN İNDİRDİ
ABD’de yeniden Donald Trump’ın yönetiminin başlamasıyla birlikte, FED’in para politikası stratejisinin daha temkinli bir hal alabileceği yönünde tahminler dile getiriliyordu. Uzun süredir merakla beklenen bu faiz kararı, FED’in son aylarda izlediği politikaların bir devamı niteliği taşıyor. Böylelikle, bir önceki toplantının ardından düzenlenen bu toplantıda da politika faizinin 25 baz puan indirilmesiyle, faiz oranları 4,50-4,75 bant aralığına çekilmiş oldu. Bu durum, FED’in ekonomi üzerindeki etkisini azaltma çabaları olarak yorumlandı, çünkü faiz indirimi, borç alma maliyetlerini düşürerek ekonomik aktiviteyi teşvik etme amacı taşır.
“EKONOMİK GÖRÜNÜM BELİRSİZDİR”
Federal Açık Piyasa Komitesi’nin resmi açıklamasında, istihdam ve enflasyon hedeflerine ulaşma yolunda risklerin dengede olduğu belirtildi. Bunun yanı sıra, ekonomik görünümün belirsiz olduğu ifade edilerek, komitenin bu belirsizlik karşısında dikkatli bir duruş sergileyeceği vurgulandı. Ancak, enflasyonun merkez bankasının uzun vadeli hedefi olan yüzde 2 seviyesine ulaşmasının sürdürülebilirliği hakkında daha fazla güven elde etme yolunda net bir yönlendirme yapılmadığı gözlemlendi. Bu durum, piyasalarda endişe yaratabilir, zira enflasyonun kontrol altında tutulması, ekonomik büyüme açısından kritik öneme sahip.
Dahası, FED yetkilileri istihdam piyasasına ilişkin tespitlerini güncelledi. Yılın başlangıcından bu yana işgücü piyasası koşullarının genel olarak gevşekleştiği ve işsizlik oranının arttığına dikkat çekildi. Ancak, işsizlik oranının hâlâ düşük seviyelerde kalmaya devam ettiğine de vurgu yapıldı. Bu tespitler, FED’in ekonomik seyrin nabzını tutmaya devam ettiğini gösteriyor. Ayrıca, ilg çekici nokta ise bu kararın oybirliği ile alınmış olması. Bu durum, komitedeki tüm üyelerin mevcut ekonomik koşullara dair hemfikir olduğunu ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, FED’in faizi indirme kararı, ekonomik belirsizlikler içinde önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Piyasalardaki bu gelişmeler, hem yatırımcılar hem de ekonomik aktörler açısından dikkatle izlenmesi gereken bir süreç haline gelmiştir. FED’in bir sonraki adımları, enflasyonun seyrine ve ekonomik göstergelerin gelişimine bağlı olarak şekillenecek. Bu bağlamda, piyasalardaki hareketliliğin ve FED’in gelecekteki politika kararlarının, global ekonomik denge üzerinde etkili olması bekleniyor.