Bilim insanlarının araştırmalarına göre, Büyük Patlama anında eşit miktarda madde ve antimadde meydana gelmiştir. Ancak, bu iki tür karşı karşıya geldiğinde birbirlerini yok etme özelliğine sahiptir. Teorik olarak, bu durum evrende hiçbir şeyin kalmaması gerektiğini ortaya koyar. Ancak günümüzde var olmaya devam ettiğimize göre, bu denge bir noktada bozulmuş olmalıdır. Bilim insanları, bu bozulmanın nasıl gerçekleştiğini anlamaya yönelik çalışmalarını sürdürmektedir.
AYNA BOZULMASI
CERN tarafından Mart 2025’te yayımlanan ve hakemli bilim dergisi Nature tarafından onaylanan bir araştırma, madde ve antimadde arasındaki temel fizik yasalarının işleyişinde önemli bir fark tespit etmiştir. Bu fark, yük-parite (CP) simetrisinin ihlali olarak adlandırılmaktadır.
Genellikle, parçacıklar ve antimadde karşılıkları benzer kütleye sahip iken, zıt elektrik yüklerine sahiptir. Ancak, bu parçacıklar radyoaktif bozunmalar gibi süreçler sırasında başka parçacıklara dönüştüklerinde, bu simetri bozulabilmektedir. Bu durum, bazı parçacıkların ve karşılıklarının farklı oranlarda bozunmasına yol açabilmektedir.
SİMETRİ İHLALİ GÖZLENDİ
Önceden, CP simetrisi ihlali mezon adı verilen parçacıklarda gözlemlenmişti. Ancak, maddeyi oluşturan temel bileşenler olan baryonlar (proton ve nötron gibi) için bu tür bir gözlem ilk defa gerçekleştirilmiştir.
Büyük Hadron Çarpıştırıcısı, hem madde hem de antimaddeden oluşan çok sayıda baryon üreterek, bu parçacıkların bozunmalarını incelemiştir. Araştırma sonuçlarına göre, baryonlar bozunurken antimaddeye kıyasla çok az da olsa daha fazla madde üretmektedir.
Bu gözlem, evrendeki madde fazlalığını açıklamak açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Ancak araştırmada belirtilen fark, astronomik gözlemlerle karşılaştırıldığında hâlâ oldukça küçüktür. Bu durum, mevcut fizik kuramı olan Standart Model’in bu asimetrinin tamamını açıklamaya yeterli olmadığını göstermektedir.
Bu nedenle bilim insanları, maddenin antimaddeye üstün gelmesini sağlayan daha fazla CP ihlali kaynağının bulunması gerektiğine inanıyor ve bu kaynakların henüz keşfedilmediğini düşünüyorlar.