Deutsche Bank Ortadoğu ve Doğu Avrupa Araştırma Müdürü olan Hans-Christian Wietoska, Türkiye’deki enflasyonun yıl sonunda yüzde 40’a gerilemesini beklediklerini belirtti. Ayrıca, Türkiye’nin makro ekonomi politikalarındaki değişimleri değerlendirdi. Geçen yıldan bu yana yapılan değişikliklerin olumlu olduğunu ve bu sürecin yerel seçimlerde devam etmesinin önemli olduğunu vurguladı.
Wietoska, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yerel seçimlerden önce faiz oranlarını artırmasıyla birlikte, lirada beklenen devalüasyonun önüne geçildiğini ve yatırımcılarla iletişimin güveni artırdığını belirtti. Enflasyonun zirveye ulaştığını ve şu anda düşüş trendine girdiğini söyleyerek, güçlü bir dezenflasyon süreci beklediklerini ifade etti. Ayrıca, büyümenin yavaşladığında faiz oranlarının indirilebileceğini ve bu yılın sonunda faiz indirimlerinin olabileceğini söyledi.
Türkiye’ye olan algının olumlu olduğunu vurgulayan Wietoska, özellikle net rezervlerin artmasıyla birlikte yatırımcıların güveninin arttığını belirtti. TCMB’nin sıkı para politikasını sürdürmesinin önemine değinen Wietoska, Türkiye’nin enflasyonu düşürmeden resesyona girmeden ekonomisini dengede tutma potansiyeline sahip olduğunu ifade etti. Yıl sonu dolar/TL beklentilerinin 37 olduğunu ve TL’nin reel anlamda değer kazanabileceğini öngördü.
Uluslararası yatırımcıların Türkiye algısındaki değişime de değinen Wietoska, Türk lirası cinsinden tahvillere artan ilginin önemli olduğunu belirtti. Son 8 haftada 8,5 milyar dolarlık tahvil girişinin olduğunu ve bu rakamın yıl sonuna kadar 20 milyar dolara ulaşabileceğini söyledi. Deutsche Bank ekonomistlerine göre, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5 büyümesi bekleniyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise Türkiye’nin dezenflasyonda başarılı olmadığını ancak bu dönemin başlangıcında olduklarını belirtti. Enflasyonun düşerek yıl sonunda yüzde 38 civarında olmasını umut ettiklerini söyledi ve gelecek yılın hedefinin enflasyonu kalıcı olarak yüzde 20’nin altına çekmek olduğunu ifade etti.
