Beyoğlu Atlas Sineması’nda düzenlenen özel bir galada, katılanların heyecanını paylaşarak konuşan Bakan, projeyi “Allah tarafından bana gönderilmiş bir senaryo olarak görüyorum.” şeklinde nitelendirdi. Bu projenin kendisi için özel bir anlam taşıdığını vurgulayan Bakan, “Çünkü aşırı derecede temizlik takıntım var. Bu da annemden gelen bir huy…” diyerek kişisel bir bağ kurdu. Bu bağlamda, “Kendi kendime dedim ki, ‘Bu projede olup ders çıkar’.” ifadesiyle, rolünün kendisine önemli hayat dersleri sunduğunu belirtti.
Bakan, izleyicilere tavsiyede bulunarak, “Takıntıları olanlar bu filmi kaçırmasın.” ifadesiyle, filmdeki konuların benzer sorunlar yaşayan bireyler için öğretici olabileceğini dile getirdi. İzleyicilere hitap eden bu mesajı, filmin değeri ve içeriği hakkında olumlu bir izlenim bıraktı. Geleneksel sinema deneyiminin yanı sıra, filmde işlenen temalar sayesinde daha geniş kitlelere ulaşacağı ve izleyicilere etki edeceği düşünülüyor.
Film, genç yönetmen Yunus Nihat Özcan’ın yönetmenliğinde hayat buldu ve 15 Kasım’da sinemaseverlerle buluşacak. Özcan, bu filmle birlikte sinema dünyasında adını duyurmayı hedefliyor. Bu süreçte izleyicilerin duygusal bir yolculuğa çıkması ve film boyunca farklı temalar üzerinde düşünmesi muhtemel. Özellikle temizlik ve takıntı kavramları etrafında dönen hikaye, izleyicilere farklı bir perspektif sağlamayı amaçlıyor.
Bakan’ın film hakkındaki bu olumlu yorumları ve kişisel deneyimleri, projenin daha fazla ilgi görmesine yardımcı olabilir. Takıntılar, psikolojik rahatsızlıklar ve kişinin kendi içsel savaşı gibi önemli meselelerin ele alındığı film, izleyenlerin bu konular üzerinde düşünmesini sağlamak amacıyla yapıldı. Sinemanın evrensel dili aracılığıyla, bu temaları daha anlayışlı bir yaklaşımla sunmayı hedefleyen ekip, sosyal meseleler üzerinde de durarak tartışma yaratmak istiyor.
Sinemanın büyülü dünyasında, izleyici ile yönetmen arasında kurulan bu bağın derinleşmesi, filmin başarısı için kritik bir öneme sahip. İzleyicilerinin duygularına hitap eden derin ve anlamlı bir hikaye, yalnızca eğlence sunmakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal duyarlılığı artırmayı da hedefleyecek. Vizyon tarihinde seyirciyi etkileyecek bir film deneyimi sunmayı uman ekip, bu anlamda büyük bir heyecan taşıyor.
Sonuç olarak, Beyoğlu Atlas Sineması’nda gerçekleştirilen bu etkinlik, yalnızca bir film galası olmaktan çok, insanların kendi yaşamlarına dair farkındalık geliştirmeleri için bir fırsat sundu. Sinema dünyası adına önemli bir adım olan bu proje, özellikle takıntıları olan bireyler için ilham verici olabilir. Şimdi, izleyicilerin bu filmi görüp göremeyeceği ve hayatlarına dokunup dokunamayacağı merakla bekleniyor.
