Avrupa borsalarında genel olarak alıcılı bir seyir gözlemleniyor. Stoxx Europe 600 gösterge endeksi, yüzde 0,6 artışla 505,5 puan seviyesine ulaştı. Almanya’nın önde gelen DAX 40 endeksi de yüzde 0,6 değer kazanarak 19.263 puana yükseldi. Bunun yanı sıra, İngiltere’de FTSE 100 endeksi benzer bir performans sergileyerek yüzde 0,6 artışla 8.203 puan seviyesine geldi. Ayrıca, İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 0,4 primle 33.417 puan, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 0,4 kazançla 7.242 puandan, İspanya’da ise IBEX 35 endeksi yüzde 0,3’lük bir yükselişle 11.648 puan seviyesinde işlem görmeyi sürdürüyor.
Avrupa borsalarındaki bu olumlu tablo, yatırımcıların dikkatlerini Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde’ın yapacağı konuşmaya ve Avrupa bölgesinde açıklanacak ekonomik verilere çevirmelerine neden oldu. Bugün gözler özellikle bu veriler üzerinde yoğunlaşmış durumda.
İNGİLTERE’NİN TUTUMU BELİRLEYİCİ OLABİLİR
Bölgedeki makroekonomik verilere dayanarak yapılan analizler, Almanya’da Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) büyümesinin çeyreklik ve yıllık bazda sadece yüzde 0,1 artarak beklentilerin altında kaldığını gösteriyor. Bu veri, Almanya’nın ekonomik büyümesinin beklenenden daha yavaş seyrettiği anlamına geliyor. Bununla birlikte, kasım ayı için açıklanan imalat sanayi Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) 43,2 olarak belirlenmiş ve beklentilerin üzerinde bir performans sergilemiş olsa da, aynı dönemde hizmet sektörü PMI 49,4 ve bileşik PMI 47,3 ile yatırımcıların umutlarını kıran bir tablo sergilemiş durumda.
İngiltere’de ise perakende satışlar, ekim ayında yüzde 0,7 oranında bir düşüş gösterdi. Eylül ayına ilişkin veriler de güncellenerek, daha önce açıklanan yüzde 0,3’lük büyüme oranı, aşağı yönlü revize edilerek yüzde 0,1’e çekildi. Bu durum, İngiltere ekonomisinin mevcut durumu ve gelecek beklentileri açısından önemli bir sinyal taşıyor.
Analistler, özellikle Avrupa’daki ekonomik verilerin yanı sıra, İngiltere’nin jeopolitik gerilimlerle birlikte gündeme gelmesinin yatırımcılar arasında tedirginlik yarattığını belirtiyor. Bu tedirginliğin, yatırımcıların gelecek dönem kararları üzerinde etkili olabileceği ifade edilmektedir. Ekonomik verilerin yanı sıra, politik gelişmeler ve jeopolitik dinamikler de yatırımcı psikolojisi üzerinde belirleyici bir rol oynuyor.
Söz konusu durumlar, Avrupa borsalarının yönü üzerinde kritik bir belirleyici olabileceği için yatırımcıların gelişmeleri yakından takip etmeleri önem arz ediyor. Bu bağlamda, piyasalardaki olumlu havanın devam edip etmeyeceği, önümüzdeki günlerde açıklanacak olan diğer ekonomik veriler ve özellikle ECB’nin alacağı yeni kararlarla yakından ilişkili bir durum olarak görülüyor.
