Afrika Birliği Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (Africa CDC) Genel Müdürü Jean Kaseya, M çiçeği (mpox) salgınının sadece Afrika’nın değil tüm dünyanın sorunu olduğunu vurguladı. Kaseya, düzenlediği basın toplantısında M çiçeği salgınıyla ilgili son gelişmeleri paylaştı. 26 Ağustos itibarıyla 13 Afrika Birliği üyesi ülkede toplam 22 bin 863 vaka ve 622 ölüm tespit edildiğini belirten Kaseya, salgının sadece Afrika’nın sağlık sorunu olarak görülmemesi gerektiğini ifade etti. “M çiçeği öncelikle Afrika’da ancak küresel bir sağlık sorunu olarak da dikkate alınmalıdır” diyen Kaseya, salgına karşı mücadelenin devam ettiğini açıkladı. Afrika Birliği olarak salgınla mücadele için çalışmaları sürdürdüklerini belirten Kaseya, Orta Afrika’nın salgından en fazla etkilenen bölge olduğunu dile getirdi.
M çiçeği virüsünün fareler, sincaplar gibi kemirgen hayvanlardan veya enfekte bireylerden bulaştığını belirten Kaseya, virüsün vücut döküntülerine temas etmek, bulaştığı eşyaları kullanmak ve vücut sıvılarıyla temas etmek gibi yollarla bulaştığını açıkladı. Hastalığın belirtilerinin virüsü kaptıktan 5 ila 21 gün sonra ortaya çıkabileceğini belirten Kaseya, genellikle yüksek ateş, baş, sırt ve kas ağrısı, lenf bezi şişlikleri, yorgunluk, üşüme, titreme ve ciltte su çiçeğine benzeyen kabarcıkların görülebileceğini söyledi. Hastalığın tedavisinin özel bir yöntemi olmadığını belirten Kaseya, antiviral ilaçlarla tedavi edildiğini ve çoğu vakanın hafif geçtiğini ve birkaç hafta içinde iyileştiğini belirtti.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), maymun çiçeği hastalığının adını 2022’de ırkçılık ve ayrımcılık kaygıları nedeniyle “mpox” olarak değiştirmişti. Kaseya, salgının önlenmesi ve kontrol altına alınması için uluslararası işbirliğinin önemine vurgu yaparak, tüm ülkelerin birlikte hareket etmesi gerektiğini belirtti. M çiçeği salgınına karşı mücadelenin devam edeceğini ve Afrika Birliği’nin bu konuda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye devam edeceğini ifade etti. Kaseya, salgının etkilerinin azaltılması için daha fazla kaynağa ihtiyaç olduğunu ve uluslararası toplumdan bu konuda destek beklediklerini sözlerine ekledi.