Son dönemde uluslararası ilişkilerde yaşanan gerilimler, ABD’nin Ukrayna’ya yeni bir askeri yardım paketini açıklamasına neden oldu. Bu yardım paketi, nükleer koruyucu ekipmanlar da dahil olmak üzere çeşitli askeri malzemeleri içermektedir. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Ukrayna’ya verilmesi planlanan bu yardım hakkındaki bilgileri kamuoyuyla payladı.
Yardım paketinin değeri yaklaşık 275 milyon dolar olarak belirlenirken, Başkanlık Çekme Yetkisi (PDA) kapsamında, Ukrayna’ya çeşitli roket sistemleri, topçu mühimmatı ve tanksavar silahları gibi acil ihtiyaçları karşılamak amacıyla ek askeri yetenekler sağlanacağı bildirildi. Açıklamada, bu yardımın Ukrayna’nın mevcut savaş alanındaki ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olduğu vurgulandı.
NÜKLEER KORUYUCU EKİPMANLARIN ÖNEMİ
Bu yeni yardımlar arasında dikkat çeken bir diğer husus ise kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer koruyucu ekipmanların da bulunması. Söz konusu yardımların içinde 155 mm ve 105 mm topçu mühimmatı, havan mermileri, insansız hava sistemleri, TOW füzeleri ve tanksavar gibi pek çok farklı askeri malzeme yer alıyor. Bu durum, Ukrayna’nın savunma kapasitesini artırmayı ve potansiyel tehditlere karşı hazırlıklı olmasını sağlamayı hedefliyor.
Pentagon, bu yardım paketinin ağustos 2021’den bu yana Biden yönetimi tarafından sağlanan 70’inci ekipman dilimi olduğunu belirterek, ABD’nin Ukrayna’ya olan desteğinin sürekli devam edeceğini ifade etti. Bu konuda ABD’nin kararlılığı, dünya genelinde dikkatle izleniyor ve çeşitli yorumlara yol açıyor.
PUTİN’İN NÜKLEER SİLAH DOKTRİNİ
ABD’nin sağladığı bu yardımlar, Rusya ile yaşanan çatışmaların daha da tırmanmasına neden olabileceği endişesini doğuruyor. Özellikle Biden yönetiminin Ukrayna’ya ABD yapımı füzelerin kullanımına onay vermesi sonrasında Kiev yönetimi, ATACMS füzeleriyle Rusya’ya saldırılar düzenlemişti. Bu durum, Moskova’nın tepkisini çekmiş ve sivri açıklamalara yol açmıştır.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Ukrayna’nın Rus topraklarına saldırmasına izin verilmesinin NATO, ABD ve Avrupa ülkelerinin savaşa katılması anlamına geleceği” şeklindeki ifadeleriyle durumu net bir şekilde ortaya koydu. Bu kapsamda, Putin, ülkesinin balistik füze saldırılarına maruz kalması halinde nükleer silah kullanma yetkisi veren bir doktrine imza atmıştı. Bu adım, uluslararası güvenlik ortamında kaygıların artmasına neden olmaktadır.
Sonuç olarak, ABD’nin Ukrayna’ya yaptığı bu yeni yardım paketi ve Putin’in nükleer silah doktrinine ilişkin kararları, uluslararası siyasi atmosferde gerginliği artıran unsurlar olarak öne çıkıyor. Her iki tarafın da atacağı adımlar, bölgede ve dünyada dengeleri önemli ölçüde etkileyebilir. Gelecek günlerdeki gelişmeler, uluslararası ilişkiler açısından belirleyici bir rol oynayacaktır.