Meta’nın internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, “siyonist” kelimesi konusunda yapılan istişareler sonucunda yönetmelikte değişiklik yapılmasına karar verildiği belirtildi. Açıklamada, kelime üzerinden yapılan siyasi tartışmalar ile bireylere yönelik nefret içerikli söylemler arasında ayrım yapılması gerektiği vurgulandı. “Siyonist” kelimesinin Yahudi ve İsraillilere karşı şiddet çağrısı bağlamında kullanılmasına izin verilmeyeceği belirtildi.
Açıklamada, kelimenin siyasi hareketle bağlantılı olduğu durumlarda paylaşımlara izin verileceği ifade edildi. Ancak ileriye dönük olarak “siyonist” kelimesinin açıkça siyasi hareketle ilgili olmadığı durumlarda ve Yahudi ile İsraillilere yönelik şiddet veya korkutma yoluyla zarar verme anlamı içermesi halinde paylaşımların kaldırılacağı belirtildi. Bu değişikliklerin, platformun kullanıcıları arasında olumsuz etkileşimi azaltmaya yönelik olduğu vurgulandı.
Meta’nın aldığı karar, sosyal medya platformlarında nefret söylemi ile mücadele konusunda artan baskılar göz önünde bulundurulduğunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Özellikle son dönemde Yahudi karşıtı söylemlerin artmasıyla birlikte, “siyonist” kelimesinin yanlış veya ayrımcı şekilde kullanımı konusunda endişeler de artmıştı.
Meta, bu değişiklikle birlikte platformun kullanıcılarının güvenliğinin ve saygınlığının korunmasına yönelik adımlar attığını belirtti. Şirket, nefret içeren ifadelerin kaldırılmasının yanı sıra toplumda ayrımcılığı ve hoşgörüsüzlüğü azaltmaya yönelik çalışmalarının devam edeceğini de vurguladı.
Ancak bu kararın, düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda tartışmalara neden olabileceği de belirtiliyor. Bazı kullanıcılar, “siyonist” kelimesinin siyasi bir terim olarak kabul edilmesinin ve kullanımının kısıtlanmasının düşünce özgürlüğüne zarar verebileceği endişesini dile getiriyor.
Sonuç olarak, Meta’nın “siyonist” kelimesinin kullanımı konusunda yönetmelikte yapacağı değişiklikler, sosyal medya platformlarında nefret içeren söylemlerin engellenmesi ve toplumsal barışın korunması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Şirketin, kullanıcıların güvenliğini ve saygınlığını korumak adına aldığı bu kararın, platformun gelecekteki içerik politikalarına da yön verebileceği belirtiliyor.