Kaspersky uzmanları, Z kuşağının dijital alışkanlıklarını hedef alan siber dolandırıcılık eğilimleri hakkında kullanıcıları uyarıyor.
Şirketin açıklamasına göre, hızla gelişen teknoloji ortamında doğup büyüyen Z kuşağı, dijital akıcılığı ve eğilimleri belirleyici etkileriyle tanınan bir internet meraklısı kuşak olarak öne çıkıyor. Bu yeni nesil, ilk yıllarından itibaren çevrim içi ayak izleri bırakmaya başlıyor, ancak risklerini tam olarak kavrayamıyor.
Coğrafi etiketli özçekimler, günlük güncellemeler ve kişisel hikayelerle Instagram, TikTok ve Snapchat gibi sosyal medya platformlarında anılarını paylaşmak, bu kuşağın doğal bir alışkanlığı haline gelmiş durumda. Ancak bu paylaşımlar, siber suçluların kimlik hırsızlığı veya sosyal mühendislik saldırıları için kullanabileceği geniş bir dijital ayak izi oluşturuyor.
Bu paylaşımlar, fotoğrafların arka planında yer alan ev adresleri gibi hassas bilgilerin yanı sıra, kullanıcıların günlük rutinlerini de ortaya çıkarabiliyor. Eşlerinin veya evcil hayvanlarının fotoğrafları gibi masum görünen içerikler bile, şifre kurtarma soruları için siber suçlulara ipucu sağlama potansiyeline sahip.
Z kuşağı, sosyal medyada diğer bireylerin neler yaptığını takip etmedikleri takdirde dışlanma korkusu yaşıyor. Bu durum, “Fear of Missing Out” (FOMO) olarak adlandırılan bir kaygı yaratıyor ve bu kuşağın ürün tanıtımları, konserler ve etkinliklerle ilgili sosyal medya güncellemelerinden besleniyor. Siber suçlular, bu aciliyet duygusunu kullanarak tıklama tuzakları oluşturan kimlik avı sayfaları hazırlıyor. Böylece kullanıcıları, oturum açma bilgilerini çalan veya kötü amaçlı yazılımlar yayan sitelere yönlendiriyorlar.
Retro oyunlara olan ilgi de dikkat çekici bir diğer konu. Z kuşağının, 2000’lerin başındaki kültüre duyduğu hayranlık, The Sims 2, Barbie Fashion Designer ve Bratz Rock Angelz gibi retro oyunların yeniden popüler hale gelmesine yol açıyor.
Bu nostaljik oyunlar, resmi olmayan indirme dosyalarını arayan kullanıcıları genellikle kötü amaçlı yazılımların bulunduğu sitelere yönlendiriyor. Siber suçlular, sahte oyun dosyalarına kötü amaçlı yazılımlar yerleştirerek bu özel ilgiyi hedef alıyor. Geçmişteki anıları canlandıran bu durum, kullanıcıların cihazlarının tehlikeye girmesine veya verilerinin çalınmasına neden olabiliyor.
Kaspersky, Z kuşağının moda alışveriş sitelerine olan ilgisinden de faydalanarak, sahte alışveriş siteleri ve promosyon kodlarıyla kimlik avı reklâmları oluşturuyor. Kullanıcıları hassas bilgilerini girmeye ikna etmek için ikna edici taklitler kullanıyorlar. Çevrim içi alışverişe katılım arttıkça, sahte internet siteleri ve kimlik avı dolandırıcılıklarıyla karşılaşma riski de artıyor.
Z kuşağı, teknolojiye aşırı maruz kalma nedeniyle “iDisorder” adı verilen bir duruma da maruz kalıyor. Bu teknoloji bağımlılığı, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik, fiziksel ve sosyal sorunlara yol açabiliyor. Kamuoyu araştırmalarında, 18-24 yaş arası her üç gençten biri, bu tür ruh sağlığı sorunları yaşadığına dair belirtiler bildiriyor.
Gençler, üzerlerindeki stresi azaltmak amacıyla teleterapi platformları ve ruh sağlığı takip cihazları gibi dijital araçlara yöneliyorlar. Ancak bu platformlar, duygusal durumlar ve terapi notları gibi son derece hassas kişisel bilgileri depoluyor. Bu verilerin ihlal edilmesi durumunda, şantaj veya kimlik avı amacıyla kullanılma riski bulunuyor.
Kaspersky uzmanları, çevrim içi dünyada güvende kalabilmek için Z kuşağına yönelik “Case 404” adlı interaktif çevrim içi oyunu incelemelerini öneriyor. Ayrıca, evin rutinini veya şifre kurtarmada kullanılabilecek kişisel bilgileri gösteren fotoğrafların paylaşılmaması, internet sitesi URL’lerinin dikkatlice kontrol edilmesi ve Kaspersky Premium gibi güvenilir güvenlik çözümleri ile IP adresini koruyan Kaspersky VPN’in kullanılması tavsiye ediliyor.
– “Siber tehditler sabit kalacak”
Açıklamada görüşlerine yer verilen Kaspersky Gizlilik Uzmanı Anna Larkina, dijital eğilimlerin hızla değişse de altta yatan siber tehditlerin sabit kalacağını belirtti.
Larkina, “İster Z kuşağının çevrim içi alışverişe düşkünlüğünden faydalanmak, ister FOMO’nun yarattığı aciliyetten yararlanmak veya ruh sağlığı uygulamalarının artan kullanımını hedef almak olsun, saldırganlar popüler davranışları kimlik avı, dolandırıcılık ve veri ihlalleri için fırsatlara dönüştürmekte hızlı davranıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Z kuşağına tavsiyelerde bulunan Larkina, şunları kaydetti:
“Kontrolü ele alarak başlayın. Etkileşime geçmeden önce bağlantıları ve internet sitelerini doğrulayın. Güçlü, benzersiz şifreler kullanın ve ek bir güvenlik katmanı için iki faktörlü kimlik doğrulamayı etkinleştirin. İnternette ne paylaştığınıza dikkat edin ve bilgi sahibi olmanın en iyi savunma olduğunu unutmayın. Siber güvenlik, sadece tehditlere yanıt vermekle ilgili değil; aynı zamanda dijital dünyada güvenle ve emniyetle gezinmek için bilinçlenmekle de ilgilidir.”
