Cep telefonlarının kullanımı ve beyin sağlığı üzerindeki etkisi oldukça tartışmalı bir konu haline gelmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), cep telefonlarıyla beyin kanseri riski arasındaki ilişkiyi açıklamıştır. 1990’ların ortalarından bu yana cep telefonlarının artan popülaritesine rağmen beyin kanseri riskinin artmadığı tespit edilmiştir.
Radyo dalgalarına maruz kalmamız, telefonlara ve kablosuz cihazlara olan bağımlılığımızın artmasıyla, araştırmacılar tarafından yoğun bir şekilde incelenen bir konu haline gelmiştir. DSÖ tarafından yapılan çalışma cep telefonlarıyla beyin kanseri arasında bir bağlantı bulunmadığını ortaya koymuştur. Yapılan incelemede cep telefonlarının DNA’ya zarar vermeyecek düzeyde radyasyon yaydığı belirtilmiştir.
Avustralya hükümetinin radyasyon koruma otoritesi ile 10 ülkeden 11 araştırmacının katkıda bulunduğu 63 çalışmayı içeren bir inceleme yapılmıştır. Bu inceleme sonucunda cep telefonlarının beyni etkileyebilecek kadar düşük düzeyde radyasyon yaydığı ortaya çıkmıştır. Yapılan araştırma aynı zamanda yetişkinlerde ve çocuklarda beyin tümörlerini, hipofiz bezi, tükürük bezi kanseri ve lösemi ile cep telefonları ve diğer kablosuz cihazların kullanımı arasındaki ilişkiyi de incelemiştir.
DSÖ, 2011 yılında cep telefonlarının insanlar için potansiyel olarak kanserojen olduğunu belirtmişti. Ancak yapılan son araştırmalar bu konuda net bir bağlantı olmadığını göstermektedir. Özellikle 2022 yılında yapılan çalışma, 5G ağlarının daha yüksek frekans spektrumuyla çalışması nedeniyle dikkat çekmiştir. Çalışma yazarları, insanların henüz 5G ağları konusunda endişelenmesine gerek olmadığını belirtmiştir.
Harbo Poulsen, yapılan araştırmaların telefonların sağlık risklerini belirlemede genellikle belirsiz olduğunu söylemiştir. Sonuç olarak, cep telefonlarının beyin kanseri riski üzerinde ciddi bir etkisi olmadığı ve insanların bu konuda gereksiz endişelere kapılmaması gerektiği vurgulanmıştır.
