Ünlü süpermodel Elle Macpherson, yedi yıl önce yaşadığı gizli kanser mücadelesini ilk kez kamuoyuyla paylaştı. 60 yaşındaki Avustralyalı model, 32 doktorun tavsiyesine rağmen kemoterapiyi reddettiğini açıkladı. Elle’nin yakında çıkacak olan “Hayat, Dersler ve Kendine Güvenmeyi Öğrenmek” adlı anı kitabında, meme kanseri teşhisinin kendisini şoke ettiğini ve kafasını karıştırdığını anlatıyor. Bir lumpektomi operasyonundan sonra, HER2 pozitif östrojen reseptörlü intraduktal karsinom teşhisi kondu.
Doktorları Elle’ye kapsamlı bir tedavi planı önerdi: mastektomi, radyasyon, kemoterapi, hormon tedavisi ve göğüs rekonstrüksiyonu. Ancak Elle, geleneksel tıbbi tedavileri reddetmeyi tercih etti. Women’s Weekly dergisine verdiği röportajda, Miami’de bir plajda dua edip meditasyon yaptıktan sonra farmasötik tedavileri reddetme kararı aldığını söyledi. Arizona’nın Phoenix şehrinde sekiz ay boyunca alternatif tıp uzmanlarıyla çalışarak “holistik” bir tedavi sürecine girdi.
Ünlü model, standart tıbbi tavsiyeyi reddetmenin hayatındaki en zor karar olduğunu, ancak içgüdülerini dinlemenin kendisi için daha önemli olduğunu belirtti. Elle şu anda “klinik remisyon” durumunda olduğunu, ancak bunu “tam sağlık” olarak tanımlamayı tercih ettiğini söylüyor. Elle’nin kararı, ailesi ve çevresi tarafından farklı şekillerde karşılandı. Küçük oğlu Cy onu desteklerken, büyük oğlu Flynn ve eski partneri Arpad Busson bu karardan rahatsız olduklarını belirttiler. Elle’nin açıkladığı bu hikaye, insanların sağlık ve tedavi konularında kendi iç seslerini dinlemelerinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Modelin, riskli bir karar almasına rağmen, kendisini daha iyi hissetmesine yol açan holistik tedaviyi tercih etmesi cesaret verici bir örnek oluşturuyor.
Elle’nin yaşadığı kanser deneyimi, birçok insanın tıbbi tedaviden uzaklaşıp alternatif çözümler aramasına da ilham verebilir. Ancak her sağlık sorunu ve tedavi planı bireyseldir ve herkesin kendi durumuyla ilgili uzman tavsiyesi alması önemlidir. Elle’nin deneyimi, insanların sevdiklerinin desteğiyle zor kararlar alabileceğini ve iç seslerini takip ederek kendi sağlıklarını koruyabileceklerini gösteriyor. Modelin cesurca açıkladığı bu hikaye, kanserle mücadele eden diğer insanlara umut ve güç verebilir.
Sonuç olarak, Elle Macpherson’un kanserle mücadele hikayesi, kararlılığı ve içgüdülerini dinleyerek aldığı cesur kararlarla dolu bir öykü sunuyor. Modelin deneyimi, bireylerin kendi sağlık kararlarını verirken dikkatli olmaları ve uzman tavsiyelerini göz önünde bulundurmaları gerektiğini hatırlatıyor. Elle’nin yaşadığı zorlu süreç, onun inanç ve cesaretiyle nasıl başa çıktığını gösterirken, insanlara da kendi iç seslerine güvenmeleri ve kendi sağlıklarını korumaları konusunda ilham verebilir.
